*

SON GÜNCELLEME ☛ ☛ 08.03.2016 #Sosyalist Küba ***

TAKİP EDİN

8 Mart 2016 Salı

#Sosyalist Küba


İşte emperyalistleri korkutan, Kübalıların ve Küba Devrimi’nin gerçekliğinden birkaç kesit: 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre her gün 35.000 çocuk açlıktan ölüyor. Bunların hiçbiri, ama kesinlikle hiçbiri Kübalı değil. Çünkü Kübalı bebeklerin süt şişeleri her sabah kapılarının önüne bırakılır. Ayrıca halkın temel gıda maddeleri devlet güvencesi altındadır. Bu ne bir yalan ne de bir slogandır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada milyonlarca çocuk sağlık hizmetlerinden yoksun. Her gün 24 bin çocuk kızamık, sıtma, zatüre ve kötü beslenme gibi önlenebilir hastalıklardan ölüyor. Bir milyondan fazla çocuk da fahişeliğe zorlanıyor. Bunlardan hiçbiri, kesinlikle hiçbiri Kübalı değil. Bu ne bir laf ne de bir aldatmacadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada 200 milyondan fazla çocuk sokaklarda yaşıyor. 218 milyon çocuk zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimlerine zarar veren işlerde çalışıyor. Bu çocukların hiçbiri, ama hiçbiri Kübalı değil. Bu ne bir sahtekârlık ne de bir propagandadır, bu kesinlikle Küba’nın gerçekliğidir.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün 2009 yılı raporuna göre dünyada 101 milyon çocuk okula gidemiyor. Her yıl 18 yaş altı 64 milyon çocuk zorla evlendiriliyor. Bunların hiçbiri, kesinlikle hiçbiri Kübalı değil. Bu ne bir aldatmaca ne de bir propagandadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada yüz binlerce genç ilk ve orta öğrenimden sonra yoksulluk nedeniyle eğitimlerine devam edemiyor. Bunların hiçbiri, kesinlikle hiçbiri Kübalı değil. Çünkü Küba’da bütün çocukların ve gençlerin sınırsız ve parasız (eğitim malzemeleri dâhil) eğitim hakkı vardır. Küba’da okuma yazma oranı yüzde 99,8′dir. Ayrıca, Küba binlerce yoksul ülke öğrencisine ücretsiz üniversite eğitimi de sağlıyor. Bu ne bir reklâm ne de bir yalandır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada binlerce cahil yetişkin var. Küba’da üniversite eğitimi almak isteyen yaşlılar için ülkenin her tarafına yayılan 690′dan fazla sınıf ve 299 yan kuruluşa sahip 19 yetişkinler üniversitesi ve bunlardan son on yıl içinde mevzun olan 70.806 yaşlı insan var. Bu ne bir laf ne de bir aldatmacadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Küba, en çok kadın temsilciye sahip parlamentolar sıralamasında, Amerika Kıtasında birinci, dünya sıralamasında en üstlerde yer alır. ABD Parlamentosunda kadınların temsil oranı yüzde 17, Küba Parlamentosunda yüzde 43′tür. Bu ne bir kandırmaca ne de bir propagandadır, bu dünyanın en iyi haklarına sahip Kübalı kadının gerçekliğidir.

Ocak 2009 sayımına göre dünyada 100 milyon evsiz var. Yalnız New York’ta 37.000 evsiz bulunuyor ve bu sayı her yıl yüzde 34 oranında artıyor. Küba’da sokakta yatan hiç kims
e yok. Küba’da halkın yüzde 85′i kendi evinin sahibidir ve kiralar aylık gelirin yüzde onunu geçemez. Bu ne bir yalan ne de bir propagandadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada yoksul halklara yardım eden binlerce doktor var. Bunların, en ücra köşelerde çalışanlarından büyük bir çoğunluğu Kübalıdır. Bu ne bir aldatmaca ne de bir propagandadır, bu Kübalının gerçekliğidir.

Dünyanın neresinde bir felaket olursa Kübalı kısıtlı kaynaklara sahip olmasına rağmen oradadır. Küba, 20 yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olan Çernobil kazasından zarar gören 24.000 Ukraynalı çocuğu, ayrıca benzer bir kazanın kurbanı olan Brezilyalı çocukları, bir kuruş almadan tedavi etti. Bu ne bir hayal ne de bir laftır, bu kesinlikle Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada, yalnızca bir tane Mucize Operasyon (Operación Milagro) kampanyası var. Bu kampanyanın kurulmasına öncülük eden, Venezüella’yla birlikte kuran ve içinde çalışan Kübalı sağlıkçılar, bugüne kadar bir buçuk milyondan fazla Güney Amerikalı yoksulu bir kuruş almadan görebilme yeteneğine kavuşturdular, kavuşturmaya da devam ediyorlar. Bu ne bir hayal ne de bir propagandadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada, birçok dalda binlerce uzman, yoksul halklara yardım ediyor. Kimsenin gitmediği, en ücra köşelerde çalışan bu uzmanların büyük bir çoğunluğu Kübalıdır. Bu ne bir aldatmaca ne de bir propagandadır, bu Kübalının gerçekliğidir.

Daha fazla kar amacıyla yetiştirilen, genleriyle oynanmış gıdalar sağlığı tehdit ederken, dünya organik tarıma geri dönmeye çırpınırken, Kübalı organik tarım ürünleriyle hem de çok düşük fiyatlarla beslenerek dünyaya organik tarım dersi vermeye devam ediyor. Bu ne bir aldatmaca ne de bir laftır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Küba’da kimse yargılanmadan, savunma hakkını kullanmadan hapsedilemez. Küba’da siyasi mahkûm yoktur. Emperyalistler tarafından “Siyasi tutuklular” olarak tanıtılan 70 kişi anayasal sistemi yıkmak amacıyla yabancılardan, özelliklede ABD’den para alan ajanlardır. Bu ülkede siyasi cinayetler, kayıplar, kaçırılma korkusu, dinsel baskı, ırk ayrımcılığı yoktur ve bu bir yalan değildir, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Diğer ülkelerde sırtını egemenlere dayamış ya da onların bağışlarıyla kurulmuş siyasi partiler var. Bunlardan Küba’da bir tane bile yok. Tek parti diktatörlüğü diyenlerin aksine Küba’da seçimlerde aday gösteremeyen, adaylardan kimseyi destekleyemeyen tek bir parti var, Komünist Partisi. Çünkü Küba’da adayları parti değil, kitle örgütleri kongrelerinde kendisi belirler. Yani Küba’nın örgütlü halkı belirler. Adaylar partili olmak zorunda değildirler. Adaylar seçilmek için bir kuruş harcamazlar. Oy kullanma yaşı 16′dır. Bizdeki ya da ABD’deki gibi seçim kampanyaları da yoktur. Devlet tüm masrafları üstlendiği için halka kendini kabul ettirebilen herkes milletvekili seçilebilir. Kısacası Küba’da her Kübalı bir siyasi partidir. Dünyada pek çok zengin milletvekili var. Bunlardan Küba’da bir tane bile yoktur. Çünkü Küba’da milletvekilliği hizmet amacıyla tamamen gönüllü yapılan bir iştir. Bu iş için maaş almazlar. Küba’da milletvekillerinin ne ayrıcalıkları ne de servetleri vardır. Seçildikten sonra eski işlerine devam ederler. Küba’da milyarların harcandığı, altınların dağıtıldığı, avaz avaz bağırılarak geçirilen bir seçim süreci yaşanmamasına rağmen şimdiye dek, en düşük seçime katılım oranı yüzde 95,2′dir. Küba’da Parti ve milletvekilleri sadece kendi gerçekliklerini gerçekleştirmeye rehberlik ederler. Bunlar ne bir hayal ne de bir sahtekârlıktır. Bu Küba’nın gerçekliğine, neden düşman olunduğunun en belirgin özelliklerinden biridir.

Küba’yı terörist ülkeler listesine dâhil eden, insan haklarına saygıya davet eden Kuzey Amerika’nın Başkanı Barak Obama Kongre kararlarını veto etme hakkına sahip olurken Küba Bakanlar Kurulu Başkanı, yani emperyalistlerin “diktatör” diye adlandırdığı ülkenin eski lideri, ne Fidel Castro ne de şimdi ki lideri Raul Castro, meclisin üzerinde değildir. Lider, Meclisin kararlarını reddetme yetkisine sahip değildir. Bütün Bakanlıklar halk tarafından seçilmiş meclise tâbidir. Bu ne bir aldatmaca ne de bir laftır, bu Küba Devrimi’nin gerçekliğidir.

Dünyada ekonominin çarkları kâr için döner, Küba’da insan için. Kişisel kârlar için dönmeyen çarklar, Kübalılara olabildiğince adil bir gelir dağılımı, eşitlik ve özgürlük sağlar. 11 milyon nüfuslu Küba’nın bağımsızlığı bir gerçektir ve bu gerçeklik emperyalistlerin akıl dışı politikalar yürütmelerine neden olmaktadır. Bu ne bir kandırmaca ne de bir propagandadır, bu Küba’nın gerçekliğidir.

Dünyada basın özgürlüğü, Küba’da tek yanlı bir basın olduğu söylenir. Basın özgürlüğüne sahip olduğunu söyleyenlerin kitle iletişim araçları, aynı sınıftan birkaç patrona aittir. Basın, sahibinin sesi olmak zorundadır. Küba’da tüm medya araçları (televizyon, radyo, gazete ve dergiler) halk kuruluşlarının ya da kitle örgütlerinin elindedir. Medya patronları yoktur. Küba basını, herhangi bir ülkeye saldırdıklarını, insanları öldürdüklerini, okullara yapılan silahlı baskınlar sonucu öğrencilerin öldüğünü, polisin aşırı güç kullandığını, sabaha karşı evlerin basıldığını, çocukların parasızlık yüzünden öldüğünü, bakan çocuklarının milyon dolarlarını, kirasını ödeyemeyenlerin evlerinden atıldıklarını, ihale ilanlarını ve yolsuzluklarını, aylık işsizlik raporlarını, faturalarını ödeyemeyenlerin hapsedildiklerini, satılan kamu mallarının listesini, sosyal güvencesiz çalıştırılanların işten atıldıklarını, ameliyat parası dilenenlerin haberlerini, “özgür basın” gibi haber yapmaz. Çünkü bunlar Küba Devrimi’nin gerçekliğinin kesitleri değildir.

Küresel Barış İndeksi, 2009 raporlarına göre en iyi ülkeler sıralamasında Küba, ABD’den daha üst sıralardadır. Küba 68. sırada yer alırken ABD 83. sırada bulunuyor. Değerlendirmeyi yapanlar arasında; Uluslararası Af Örgütü, Kolombiya Üniversitesi, Richard Branson, George Russell ve Ted Turner ve Nobel Barış Ödüllü Başpiskopos Desmond Tutu, Dalai Lama, eski ABD Başkanı Jimmy Carter ve eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan gibi kişilerin bulunduğunu ve bunlardan hiçbirinin komünist olarak nitelenemeyeceği göz önüne alındığında, bu faklı sonucun daha da değerli olduğu görülecektir.(1) Eğer bu bir yalansa yalancılar da listede adları bulunanlardır.

Dünyada 51 yıldır vahşi abluka altında tutulan tek bir ülke var: Küba. Onun gerçekliğine engel olmaya çalışan bir abluka, onun kaderini kendisinin özgür iradesiyle belirlemesini istemeyen bir kuşatma. İşte bu kuşatmanın ortasında, saldırganın burnun dibinde, sosyoekonomik durumu doğası gibi cennet olmayan adacıkta; olabildiğince eşitliği sağlayarak kendi ayaklarının üzerinde durmayı bilen, ideallerini gerçekleştirmeye devam eden ve boyun eğmeyen bir dev var. Ve bu devin lideri, ilkelerine ihanet etmeden, kendisine servet edinmeden ve hayatını yüzlerce kez tehlikeye atarak Küba’nın gerçekliğini gerçekleştirmek için imkânsızı hayal etti, savaştı ve önderlik etti. Bu ne bir bilim kurgu romanı ne de bir bilimkurgu filmidir. Bu emperyalist canavarı deliye çeviren Kübalıların ve onların Devrimlerinin gerçekliğidir.

Bu gerçekliği kabullenemeyenlerin, tu kaka diyerek dünyayı kandırmaya çalışanların, evlerinin içi pislik dolu. Olanlar önce kendi pisliklerini temizlesinler.
(sendikal org)